Benjamin Button'ın Tuhaf Hikâyesi Film İncelemesi
- Zeyneb G
- 14 Eyl 2023
- 5 dakikada okunur

Bugün sizlerin seçimi ile çok sevdiğim bir film olan Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi incelemesi ile siz okurlarımın karşısındayım. Ben incelemelerimi genellikle kuram çerçevesinde yapıyorum. Benjamin Button'ı da Erik Erikson'un psikosoyal gelişim kuramı çerçevesinde ele aldım. Filmi izlemeyenler için yazım sürpriz bozanlar içerir. Keyifli okumalar diliyorum.
Film Ne Anlatıyor?
Film, 20. yüzyılın başlarında New Orleans'ta geçer. Hikaye, Benjamin Button adlı bir karakterin doğumuyla başlar. Ancak Benjamin, normal bir bebek değildir. O, yaşlanma süreci tersine giden bir bebektir; yani yaşlandıkça daha genç bir görünüme sahip olur. Benjamin'in doğumu, annesinin ölümüne neden olur ve babası tarafından terk edilir. Yaşlanma tersine gittiği için Benjamin, bir yaşlı gibi bakıma muhtaçtır. Ancak ona bir yaşlı evinde bakılırken, Daisy adlı bir kızla tanışır. Daisy, yaşlı annesini ziyaret eden bir hastane çalışanının kızıdır ve Benjamin ile aralarında özel bir bağ kurarlar. Film, Benjamin'in yaşamı boyunca yaş aldıkça ve gençleştikçe yaşadığı deneyimleri takip eder. Daisy ile olan ilişkisi zaman içinde derinleşir ve bu ilişki film boyunca merkezi bir tema haline gelir. İkilinin hayatları boyunca birçok farklı dönemde karşılaşırlar ve birbirlerinin yaşamındaki değişiklikleri izlerler.
Psikososyal Gelişim Kuramı Kısaca Nedir?
Erikson'un psikososyal gelişim teorisi, bir kişinin doğumdan ölümüne kadar sağlıklı bir birey olması için geçmesi gereken 8 evreyi ifade eder. Erik Erikson'un teorisine göre kişi, her evrede kişiliğinin gelişimi için olumlu veya olumsuz sonuçları doğurabilecek bir dizi psikososyal çatışma yaşamaktadır. Kişi, bu evrelerde meydana gelen çatışmaları başarıyla tamamlarsa, yaşamının geri kalanında kendisine fayda sağlayacak erdemleri kazanacaktır. Ancak evrelerin başarıyla tamamlanmaması, daha sonraki evrelerin de tamamlanmasını da zorlaştıracaktır. Bu da sağlıklı bir kişilik ve güçlü bir benlik duygusu için gerekli olan temel becerilerin geliştirilememesine sebep olabilir.
Kuram Çerçevesinde Film İncelemesi
Temel Güvene Karşı Temel Güvensizlik Evresi (0-1 yaş)

Bebekler hayatlarının ilk zamanlarında çevrelerine ve dünyaya güvenip güvenmeyeceklerine dair bir kanaat edinmektedirler. Bebeğin ilk psiko-sosyal görevi güvenmeyi öğrenmektir. Bu devrede bebeğin, annesiyle tensel teması son derece yüksek frekansa sahiptir. Annesiyle olan duygusal bağlılığı çok önemlidir. Filmde Benjamin yaşlı bir vücut ile doğmuştur ve annesi doğumda ölmüştür. Babası ise onu terk edip bırakmıştır. Fakat yeni ailesi özelikle annesinin onu evlat edinmesi ve sevgiyle büyütmesi Benjamin’in bu evreyi daha az hasarla geçmesini sağlamıştır.
2. Özerklik ve Utangaçlık Aşaması (1,5 ile 3 yaş)
Çocuklar bu yıllarda sürekli yeni şeyler öğrenme çabası içindedirler, bu sebeple, kendilerini ve çevrelerini tanımaya başlarlar. Sürekli keşfetme çabası hakimdir. Bu dönemde çocuklar bağımsızlık ihtiyacı hissederler, bununda giderilmesi içinde özerklik isterler. Benjamin, kendini farklılaşan bir şekilde yaşlandığını fark etmeye başlar ve bu durumu nasıl yöneteceğini anlamaya çalışır. Çünkü bedeni her yıl gençleşse de bu yaşlarda bedeni 70 yaşlarındadır. Bu durum özgürlük alanını kısıtlamaktadır. Aynı zamanda, ailesi ve çevresi onunla nasıl ilişki kuracaklarını ve onu nasıl kabul edeceklerini öğrenmeye çalışır.
3. Girişkenlik ve Aşırı İtaat Aşaması (3 ile 6 yaş)
Bu dönemde çocuklar, çevrelerini keşfetme ve yönlendirme isteği geliştirirler. Çocukların büyümesi için salgılanan hormonlar, onların çok enerjik bir fizyolojisinin olmasını sağlar. Çocuklar bu sebeple aşırı hareketlidirler. Bu fazla enerji, çocuğun bir takım yeni aktivitelere yönlenmesine sebep olur. Yaptığı her davranış ebeveyninin hoşuna gitmeyebilir. Çocuklar akletmeden bir çok aksiyon içindedirler. Yine bu aşamada da bir sınırlama olduğunu görüyoruz. Özellikle Benjamin’in evin verandasında tekerlekli sandalyede kendi yaşıtlarının oynadıklarını görüp gitmek istemesi, gözlerindeki o istek ve çocuk ruhu onun akranları gibi koşup oynayıp keşfetmek istediğini bizlere göstermektedir.
4. Aşağılık Duygusuna karşı İşyapıcılık Evresi (6 ile 12 yaş)

Bu dönemde, Çocuklar, artık okullu olmuşlardır ve yepyeni bir çevre, yepyeni ilişkiler ve dünya öğrenmişlerdir. Öğretmenler, arkadaş ve akran grupları, klikler çocuğun önem verdiği şeyler arasındadır. Filmde ise Benjamin, yaşlanma sürecini kabul eder ve farklı insanlarla olan ilişkilerinde başarı hissini deneyimler.
5. Kimlik ve Kimlik Karmaşası Aşaması (12 ile 19 yaş)
Bu dönem ergenlik dönemini kapsar ve kimlik oluşturma süreci önemlidir. Benjamin, genç yaşta yaşlandığı için fiziksel olarak farklıdır, ancak kendine özgü bir kimlik geliştirir. Kendi farklılığını kabul eder ve bunu benimser. Yaşlanma süreci boyunca kendi değerini ve yaşamın anlamını bulma yolculuğuna çıkar. Bu, kendini keşfetme ve kabullenme sürecinin önemli bir yönünü temsil eder. Bu yolculukta birçok farklı insanla dostluklar kurar. Bu arkadaşlıklar, yaş farklılıklarına ve dönemsel değişikliklere rağmen onun yaşamının önemli bir parçasıdır. Film, insanların yaş, fiziksel görünüm veya diğer dışsal faktörler yerine içsel bağlar ve kişilik temelinde dostluklar kurabileceğini gösterir.
6. Aşk Evresi: Yakınlık vs. İzolasyon (Erken Yetişkinlik, 20-44 Yaş)

Bu evredeki ana çatışma, aile dışındaki diğer insanlarla kurulan sevgi, samimiyet ve bağlılık gibi ilişkilerin etrafında şekillenir. Bu evrede insanlar, kendilerine bir nevi şu soruyu sorarlar: "Ben, aşık olabilir miyim?"Erikson’a göre bu ilişkiler her zaman romantik veya cinsel olmak zorunda değildir. Aynı zamanda başkalarıyla güçlü bağlar kurmayı da içermektedir. Örneğin tehlikeli koşullar altında askerlik yapan erkekler birbirine karşı bağlılık ve yakınlık duygusu geliştirebilir. Filmde Benjamin, Daisy ile olan ilişkisi bu aşamayı temsil eder. Daisy, Benjamin'in yaşlanma sürecini kabullenir ve ona sevgiyle yaklaşır. Bu ilişki, insanların fiziksel farklılıklarını ve yaşamın karmaşıklığını aşabilen gerçek bir sevginin gücünü vurgular. Aynı zamanda, ilişkinin zorlukları da ele alınır, özellikle Benjamin gençleştikçe Daisy yaşlanmaya devam eder. Daisy bir sahnede Benjamin'e şunu sorar: "Cildim yaşlı ve sarkık olsa da beni hâlâ sevecek misin?" Benjamin ise“Sivilcelerim varken, yatağımı ıslatırken ve merdiven altından korkarken beni hâlâ sevecek misin?” diye yanıtlar. Çift, çocukları olmasına rağmen asla evlenmez. Benjamin Daisy'e "Başka yöne giderken nasıl baba olabilirim?" diye sorarken Daisy ona, "Mümkün olduğu kadar orada ol, ben de sonuçlarına katlanırım" der. Fakat gerilemeye devam ettikçe Benjamin Daisy’i ve kızını bırakarak uzaklara gider.
7. Üretkenlik ve Durağanlık Aşaması (Orta Yaş)
Bu evre başkalarına katkı sağlama ve dünyada iz bırakma gibi uzun vadeli eylemler etrafında şekillenir. Bu evrede insanlar, kendilerine bir nevi şu soruyu sorarlar: "Hayatımı işe yarar kılabilir miyim?" Bu yetişkinlik döneminde insanlar, çocukları üzerinde bir katkı sağlama, dünyayı genç kuşaklar için daha iyi bir yer haline getirme ve toplum ile ilgilenme gibi eğilim gösterirler. Benjamin yaşlandığında kendi de bir çocuk olduğu için bu dönem gerçekleşmemiştir diyebiliriz.
8. Bilgelik Evresi: Ego Bütünlüğü vs. Umutsuzluk (Geç Yetişkinlik, 65+ Yaş)
Benjamin'in yaşlandıkça bütünlük ve yaşamını değerlendirme aşamasına yaklaştığı görülür. Yaşlılık dönemi, yaşamın bir bütün olarak kabul edilmesi ve ölüme hazırlıklı olma sürecini içerir. Fakat filmde bu süreç Benjamin için tersine işlemektedir. Bu süreç onun kimliği üzerinde büyük bir etki bırakır çünkü içsel yaşlılık ve dışsal gençlik arasında bir çatışma yaşar. Benjamin'in yaş değişimleri, toplumsal normlara ve beklentilere de aykırıdır. Toplumun yaşlanma ile belirlediği roller ve kimlikler bu filmde sorgulanır. Benjamin, kendi kimliği ile toplumun ona dayattığı kimlik arasında ikilemde kalır. Fakat bu süre boyunca Benjamin, kendi kimliğini ve amaçlarını keşfeder. İçsel olarak genç kaldığında, hayatın farklı yönlerini deneyimler. Bu, aslında bizlere kimliğin sürekli bir şekilde değişebileceğini ve yaşamın farklı aşamalarında farklı kimliklerin oluşturulabileceğini gösterir.
Son Demler...
Filmin başında tanıtılan geriye doğru çalışan saat, Benjamin ve onun durumuyla bağlantılı gibi görünüyor. Saatin zamanı tersine çevirmesi gibi, Benjamin'in görünen yaşı da geriliyor. Tıpkı kısa öyküdeki gibi onun en büyük düşmanı zamandır. Huzurevindeki ilk günlerinde, zamanın ilerlemesinin etrafındaki insanların sonunda öleceği anlamına geldiğini öğrenir. Gençleştikçe gelip giden pek çok insanla karşılaşır ve bunların çoğu final sahnesinde yer alır. Filmin sonunda ise, tren istasyonundan kaldırıldığından beri ve hatta sel suları yükselirken bile saat işlemeye devam ediyor. Burada yönetmenin biz izleyicilere; "Yıllar geçer, değişiklikler olur ama en sıradan hayatlarda bile mutluluğun peşinde koşma şansı vardır." mesajını vermek istediğini söyleyebiliriz.
Siz film hakkında ne düşünüyorsunuz? Toplumun yaşla ilgili normları ve beklentileri, Benjamin'in durumuyla nasıl çatışır? Yorumlarda buluşalım.
Yıllar önce izlediğim ama hala aklımda kalan bir film. Zihinsel, düşünsel ve duygusal olarak yaşıtları gibi düşünsede vucudu fiziksel olarak zamanın ve yaşıtlarının tersine ilerliyor. Yaş ilerleyip vücudu genclestikce daha olgun bir düşünceye sahip olduğunu görüyorum