Black Swan Film İncelemesi
- Zeyneb G
- 29 May 2023
- 3 dakikada okunur

Bu yazımda Natalie Portman'ın başrolünde olduğu 'Black Swan' filmi ile ilgili kısa bir inceleme paylaşacağım. Black Swan, 2010 yapımı bir psikolojik gerilim filmidir. Film, insanın iç dünyasını ve sanatın ruh üzerindeki etkisini derinlemesine ele alan bir başyapıt olarak kabul edilir. Black Swan, karmaşık bir psikolojik analize tabi tutulabilen çeşitli temaları ve sembolik öğeleri barındıran derinlikli bir yapıya sahiptir. Yazının devamında film ile ilgili incelememi paylaşacağım ve henüz izlememiş olanlar için sürprizbozan içerebilir.
Film ne anlatıyor?
"Black Swan", New York'ta bulunan prestijli bir bale topluluğunda geçiyor ve başroldeki Nina Sayers (Natalie Portman), bale dansçısı olma hayaliyle yaşayan genç bir kadını canlandırıyor. Nina, kendisine verilen önemli bir rolü, "Kuğu Gölü" performansında Beyaz Kuğu ve Siyah Kuğu karakterlerini canlandırarak oynamak için seçildiğinde, hayatı beklenmedik bir şekilde karmaşıklaşmaya başlar. Film, Nina'nın başarılı bir şekilde Beyaz Kuğu karakterini oynarken, Siyah Kuğu karakterini canlandırmada zorluklarla karşılaştığını anlatır. Beyaz Kuğu, saf ve kırılgan bir karakterken, Siyah Kuğu ise tutkulu, karanlık ve özgür bir karakterdir. Nina, bu iki karakteri ustalıkla birleştirmek için içsel savaş verirken, gerçeklik ile hayal dünyası arasında gidip gelmeye başlar. Bu süreçte Nina'nın zihni giderek çözülür ve izleyici de onunla birlikte kendi gerçeklik algısını sorgulamaya başlar.
Psikolojik Çerçevede İnceleme
Film, ana karakter Nina Sayers'ın içsel bir ikilemi ve çatışması arasında gidip gelir. Nina, beyaz kuğu (saf, mükemmel, kontrol edilebilir) ve siyah kuğu (tutkulu, karanlık, özgür ruhlu) arasında bir denge bulmaya çalışırken içsel bir savaş yaşar. Bu ikilik, Nina'nın kimlik bölünmesini, rekabeti ve kendi benliğiyle mücadelesini yansıtır. Filmde Nina’nın baş dansçı rolünü almak için sürekli bir çabasına şahit oluyoruz ve bu da bize Nina’nın mükemmeliyetçilik ve kontrol takıntısı davranışlara sahip olduğunu gösteriyor. Filmin ilerleyen kısımlarında gerçek ile hayal arasındaki çizgi yavaş yavaş kaybolmaya başlıyor ve psikolojik çöküş başlıyor.
Baş dansçı olmak için vermiş olduğu çaba yetmezmiş gibi bir de yeni bir dansçının katılmasıyla rekabet ve kıskançlık duyguları da baş gösteriyor. Halihazırda çatlayan zihin bu noktadan sonra parçalanmaya başlıyor. Ve filmde değinilmesi gereken bir nokta da cinsellik aslında çünkü Nina’nın annesi ile olan ilişkisinde Freudiyen bir dokunuş var. Nina'nın annesi onun kariyerini ve hayatını kontrol etmektedir. Nina'nın cinselliği bastırılmıştır ve dans aracılığıyla ifade etmeye çalışırken, içsel arzuları ve cinsel dürtüleri açığa çıkmaya başlar.
"Black Swan", sembolizm ve mitolojiyi de yoğun bir şekilde kullanır. Siyah ve beyaz kuğu, mitolojik semboller olan karanlık ve aydınlığı temsil eder. Aynı zamanda Nina'nın içsel çatışmasını, çift benliğini ve değişimi ifade eder. Aynalar, yansımalar ve yarıklar gibi semboller, Nina'nın gerçeklikle illüzyonlar arasındaki sınırları bulandıran kırılgan zihnini temsil eder. Filmde özellikle son performans sahnesi oldukça etkileyiciydi. Beyaz ve siyah kuğu arasındaki o geçiş ve beraberinde yaşanan sanrılar oldukça sarsıcıydı.
Nina aslında psikozla ilgili durumları tasvir ediyor. Fakat Nina ile ilgili çok fazla psikolojik sorun da var. Obsesif kompulsif davranışlar, anksiyete bozukluğu, kendine zarar verme davranışı ve bazı yeme bozukluğu belirtileri gösteriyor. Tamamen psikoz değilse de psikotik krizleri olduğunu söyleyebiliriz."Black Swan", aynı zamanda kadınlık, cinsellik ve kimlik arayışı gibi temaları da ele alıyor. Nina'nın karakteri üzerinden kadının toplumdaki yerine ve kendi içindeki çatışmalara odaklanıyor. Bu temalar, filmi sadece bir psikolojik gerilim filmi olmaktan çıkarıp daha derin anlamlarla yüklü bir sanat eserine dönüştürüyor.
Son olarak..
Filmin benim için en güzel taraflarından biri müziğin ve dansın gücünü de vurguluyor olmasıydı kesinlikle. "Kuğu Gölü" gibi klasik bir bale eserinin müziği ve dansı, karakterlerin duygusal durumlarını yansıtmada ve hikayenin ilerleyişini anlatmada önemli bir rol oynuyor. Müzik ve dans, karakterlerin iç dünyasını ifade etmelerinin yanı sıra, izleyiciye de duygusal bir bağ kurmalarını sağlıyor. Tchaikovsky sever birisi iseniz filmin size ekstra keyif vereceğini söyleyebilirim.
Ve tabiki burada Natalie Portman'ın performansını es geçmemek lazım. Portman’ın, karakterin iç çatışmalarını ve zihinsel çöküşünü inanılmaz bir hassasiyetle yansıtırken, fiziksel olarak da bale dansçısı olma yolunda büyük bir özveriyle çalışmış olduğunu görüyoruz. Açıkçası filmde gerçekten kusursuz bir performans sergilediğini düşünüyorum çünkü karakteri halihazırda oldukça parçalanmış bir zihne sahipti. Akademi de benimle anı düşüncede olmuş olacak bu rol ona En İyi Kadın Oyuncu dalında bir Akademi Ödülü kazandırmıştır.
"Black Swan", sıradışı hikayesi, güçlü oyunculuk performansları ve çarpıcı görsel sunumuyla sinema tarihinde önemli bir yer edinmiştir. Film, insan zihninin karmaşıklığını, sanatın gücünü ve psikolojik sınırlarımızı sorgulamayı hedefleyen bir yapıt olarak biz izleyicilerin beğenisine sunulmuştur. Bu türe ilgisi olan kişilere önerebileceğim bir film olduğunu söyleyebilirim.
Sıklıkla karşıma çıkan ve erteledigim bir filmdi. Ama bu bilgilendirmeden sonra izlenecekler listeme ekleme kararı aldım 🤗