top of page

Insomnia (Uykusuz) Film İncelemesi

  • Yazarın fotoğrafı: Zeyneb G
    Zeyneb G
  • 30 Kas 2023
  • 5 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 14 May


Bugün Instagram hesabımda yapmış olduğum oylama sonucu siz değerli okuyucularımın seçimiyle Christopher Nolan yapımı bir film olan Insomnia'yı inceledim. Yazım sürpriz bozanlar içeriyor bu sebeple filmi izledikten sonra okumanızı tavsiye ederim. Keyifli okumalar.


Film Ne Anlatıyor?

Uykusuzluk Bozukluğu özellikle de bu filmde vurgulandığı ölçüde, filmlerde uyku bozuklukları, ender olarak sergilenir. 1997 yapımı aynı isimli, başarılı bir Norveç filminin tekrar çevrimi olan Uykusuz (Insomnia, 2002), son derece psikolojik, çok katmanlı biçimde karmaşık bir film. Bu katmanlardan biri Al Pacino'nun karakteri, Los Angeles'li polis memuru Dedektif Will Dormer'ın zihinsel durumundaki kötüleşme. Yönetmen Christopher Nolan, uyku bozukluğunun, öncelikle de uykusuzluğun hem gerçeklerini hem de tehlikelerini göstererek, bu kötüleşmeyi doğru biçimde anlatıyor. Bu film, uykusuzluk bozukluğunun birinin hayatını ne şekillerde harap edebileceğine dair çok güçlü bir örnekleme sağlıyor.


Dormer bir cinayet soruşturmasını yönetmek üzere Alaska'ya uçuyor. Alaska'ya, yılın güneșin hiç batmadığı, o yüzden de dışarıda havanın hiç kararmadığı bir dönemde ("beyaz geceler"), zaten yorgun bir haldeyken varıyor. (Kaliforniya'dan Alaska'ya yaptığı yolculukta sadece bir saatlik fark olan bir zaman kuşağına geçiyor, yani Yirmi Dört Saatlik [Sirkadiyen] Düzenle ilgili uyku-uyanıklık bozukluğu kriterlerine uymuyor). Soruşturma boyunca Dormer biraz uyumak için mücadele ederek, gözleri açık halde yatakta yatıyor. Uyumak için içsel baskı altındaki Dormer, odaya giren tüm ışığı engellemek, su içmek, alarm saatini saklamak, sakız çiğnemek ve telefonu kapatmak gibi çeşitli stratejiler uyguluyor. Uykusuzluğu kötüleştikçe, birden yanıp sönen ışıklar, ışık sızıntıları görüyor, bunlar da bir an için beliren anılarla bağlantılı hale geliyor.

Görüşü bulanıklaşıyor; sohbet sırasında uyukluyor, dış görünüşü çoğunlukla pejmürde, bakışları da sık sık boşluğa dalıp gidiyor. Dormer uyumadan devam ettikçe, uykusuzluğun sonuçları da daha ciddi bir hal alıyor; gerginliği artıp öfke patlamalarına dönüşüyor, arabasıyla neredeyse bir kadını ezecek gibi oluyor ve halüsinasyon görmeye başlıyor. Sonuçta, Dormer uyumadan 6 gece geçiriyor (Wedding & Niemiec 2015)


Dormer'ın uykusuzluk semptomları, yaşadığı psikolojik baskı yüzünden açıkça daha da şiddetli hale geliyor. Cinayet davasının baskısına iki büyük stres kaynağı ekleniyor: ortağının öldürülmesiyle ilgili duyduğu suçluluk ve yaklaşmakta olan iç işleri soruşturmasında kendini korumak için yalan söylemek. Yaşamakta olduğu suçluluk duygusu, yaşamında suçluluk duyduğu başka olaylara dair anıları tetikliyor.


Öncelikle insomnia (uykusuzluk) hastalığının ne olduğuna bir bakalım;


İnsomnia, uykusuzluk olarak da bilinen bir durumdur. Bu durum, kişinin düzenli bir şekilde yeterli ve kaliteli uyku alamamasını ifade eder. İnsomnia genellikle uykuya dalma, uykuyu sürdürme veya erken uyanma gibi uyku süreçlerinde sorunlarla karakterizedir. İnsomnia, geçici veya kronik olabilir. Geçici insomnia genellikle stres, duygusal zorluklar, jet lag, geçici çevresel değişiklikler veya sağlık sorunları gibi belirli bir nedenle ortaya çıkar ve genellikle kısa süreli bir sorundur. Kronik insomnia ise genellikle en az üç gece haftada üç ay boyunca devam eden bir durumdur ve genellikle altta yatan bir sağlık sorunu veya başka bir sorunla ilişkilidir.


DSM-5 Tanı Kriterlerine Kısaca bakacak olursak;

A. Hastanın bildirimleri veya hastanın ebeveyn ya da bakıcısının gözlemlerinde; aşağıdakilerden bir ya da daha fazlası olmalıdır.

1. Uykuya başlama güçlüğü

2. Uykuyu sürdürme güçlüğü

3. İstenilenden daha erken uyanma

4. Uygun olan yatma zamanında yatmaya direnç gösterme

5. Aile veya bakıcı müdahalesi olmadan uyuma güçlüğü


B. Hastanın bildirimleri veya hastanın ebeveyn ya da bakıcısının gözlemlerinde; gece uyku güçlüğüyle ilişkili olarak aşağıdakilerden bir ya da daha fazlası olmalıdır.

1. Yorgunluk/halsizlik

2. Dikkat, konsantrasyon, veya bellek bozukluğu

3. Sosyal, ailesel, mesleki veya akademik performansta bozulma

4. Duygudurum bozuklukları/iritabilite

5. Gündüz uykululuğu

6. Davranışsal sorunlar (örn: hiperaktivite, dürtüsellik, agresyon)

7. Motivasyon, enerji ya da insiyatif almada azalma

8. Hata/kaza yapmaya eğilimli olma

9. Uyku ile ilgili kaygılar ya da memnuniyetsizlik


C. Bildirilen uyku/uyanıklık yakınmaları salt yetersiz imkan (örn: uyku için yeterli zaman ayrılması) ya da uyku için yetersiz koşullar (örn: ortamın güvenli, karanlık, sessiz ve rahat olması) ile açıklanamaz.

D. Uyku bozukluğu ve ilişkili gün içi bulgular haftada en az üç kez olmalıdır.

E. Uyku bozukluğu ve ilişkili gün içi bulgular en az üç aydır mevcut olmalıdır.

F. Uyku/uyanıklık güçlüğü diğer bir uyku bozukluğu ile daha iyi açıklanamaz


Insomnia hakkında bilgi verdikten sonra şimdi film analizine geçelim;


Filmdeki Sembol ve Metaforlar

  1. Güneş Işığının Rolü: Film, Alaska'da yaz aylarında güneşin hiç batmaması üzerine kuruludur. Bu durum, karakterlerin gece ve gündüz kavramları arasında belirsiz sınırların oluşmasına neden olur. Dormer'in suçluyu ararken sürekli gün ışığında kalması, suçla mücadelesinin ve içsel çatışmalarının aydınlığa çıkmasını simgeler.

  2. Sis: Alaska'nın sisli ve kapalı atmosferi, gerilimi artırarak suçun örtüsünü simgeler. Aynı zamanda karakterlerin kendi içsel karanlık noktalarını temsil edebilir.

  3. Renkler: Filmde kullanılan renk paleti, karakterlerin duygusal durumlarını vurgular. Özellikle mavi tonları, Dormer'in içsel çatışmalarını ve suçla mücadelesini temsil edebilir.

  4. Köyün İzolasyonu: Alaska'nın ıssızlığı ve izolasyonu, karakterlerin kendi iç dünyalarında hapsolmuş gibi hissetmelerine neden olur. Bu, Dormer'in suçla mücadelesinin yalnızlığını vurgular.

  5. Uykusuzluk: Filmin ana teması olan uykusuzluk, karakterlerin psikolojik durumlarını yansıtır. Dormer'in giderek artan uykusuzluğu, onun kararlarını ve algısını etkiler, suçluya olan takibini daha karmaşık hale getirir. Özellikle uyku ile bağlantılı imgeler arasında, yanıp sönen trafik ışıklarının olduğu boş sokaklar, aniden yanıp sönen ışıklar, tüneller, imdat çıkışları verilebilir. Tüm bunlar belirsizliği, sürüklenmeyi ve akıl karışıklığını sembolize eder.


Dedektif Dormer Karakterinin Psikanalitik Çerçevede Analizi


İd, Ego ve Süper Ego Dinamikleri:

  • İd (Kişilik): Dormer'in içsel arzularını temsil eder. Suçluyla olan çatışması ve suçun çözülmesi sürecindeki istekleri bu dinamik içerisinde değerlendirilebilir. Şuçlunun yakalanması için hissettiği duygular, geçmişte sahte kanıt yerleştirme durumları da bu dinamiğe eklenebilir.

  • Ego (Bilinçli Zihin): Dormer'ın polis olarak görev yapma arzusu, ego tarafından yönlendirilen bilinçli bir çaba olarak değerlendirilebilir. Ancak, suçla mücadeledeki ahlaki çıkmazlar, ego ile id arasında bir çatışma yaratır.

  • Süper Ego (İçsel Ahlaki Standartlar): Dormer'ın karakterindeki içsel çatışmalar, süper egonun ahlaki standartları ile çatışma halinde olduğunu gösterir. Suçlu ile kurduğu ilişki ve suçla başa çıkma yöntemleri, süper ego ile çatışma yaratır. Filmin sonlarına doğru suçluyu öldürmeye çalıştığı noktada her şeyi itiraf edeceğini söylemesi ve ölümü esnasında meslektaşına yolunu kaybetme uyarısı aslında süper egonun izlerini göstermektedir.

Savunma Mekanizmaları:

  • Bastırma (Repression): Dormer'ın geçmişteki hataları ve suçla mücadelesindeki zorluklar, bilinçdışına itilmiş olabilir. Bu bastırılmış duygular, onun davranışlarını etkileyebilir. Özellikle filmde belli aralıklarla gösterilen kan ve iplik görüntüleri aslında geçmişin birer gölgesidir.

  • Rasyonalizasyon (Rationalization): Dormer, suçla mücadelesinde bazı etik sınırları aşabilir ve bu durumu rasyonalize edebilir. Bu, bilinçaltındaki çatışmalarını hafifletmeye çalışması anlamına gelebilir. Burada ortağını vurduktan sonra suçu katile atması örnek olarak gösterilebilir.


Dedektif Dormer Karakterinin Pozitif Psikoloji Çerçevede Analizi

Pozitif psikoloji, bireylerin güçlü yanlarını, kişisel gelişimlerini ve mutluluklarını vurgulayan bir psikoloji dalıdır. Martin Seligman'in bu alandaki çalışmaları, bireylerin yaşamlarındaki olumlu unsurlara odaklanmayı teşvik eder. Şimdi Dormer karakterini bu perspektiften değerlendirelim:

Güçlü Yönler:

  1. Deneyim ve Mesleki Beceriler: Dedektif Dormer, uzun yıllara dayanan bir dedektiflik geçmişine sahiptir. Bu, suçlarla mücadele konusunda geniş bir deneyime işaret eder. Özellikle genç polis memurunun Dormer hakkında söyledikleri ona hayranlık duyması bunu kanıtlar niteliktedir.

  2. Analitik Düşünme Yeteneği: Karakter, karmaşık suç olaylarını çözmek için güçlü analitik düşünme yeteneğine sahiptir. Kanıtları bir araya getirme ve olayları çözme konusunda başarılıdır.

  3. Dayanıklılık ve Stresle Başa Çıkma: Dedektif Dormer, zorlu durumlarla başa çıkma ve stresle baş etme konusunda dayanıklı bir karakterdir. Bu özellik, onun zorlu görevlerle başa çıkma kabiliyetini vurgular. Alaska'ya geldiğinden beri yaklaşık 5 gün boyunca uykusuz kaldığı göz önünde bulundurulursa başlangıçta oldukça iyi bir iş çıkarmıştır.

  4. Stratejik Zekâ: Karakter, suçluları yakalamak için stratejik bir zekâya sahiptir. Olaylara farklı açılardan yaklaşabilme yeteneği, onun başarı şansını artırır.


Zayıf Yönler:

  1. Ahlaki İkilemler ve Suç İşleme: Dedektif Dormer, filmde ahlaki ikilemlerle karşılaşır ve suç işler. Bu, karakterin zayıf yönlerinden biridir ve onun etik değerleri konusunda sorgulanabilir.

  2. İnsan İlişkilerinde Zorluklar: Karakter, insan ilişkilerinde zaman zaman zorlanabilir. Mesleki odaklanması, kişisel ilişkileri olumsuz etkileyebilir.

  3. İçsel Çatışmalar: Dormer, film boyunca içsel çatışmalar yaşar. Bu, karar verme süreçlerini etkileyebilir ve karakterin net bir yönde ilerlemesini engelleyebilir.

  4. Güvenilirlik Sorunları: Dedektif Dormer'ın karışık geçmişi ve suç işleme eğilimi, karakterin güvenilirliği konusunda soru işaretleri yaratabilir.


Sonuç olarak Insomnia senaryo, oyunculuk ve konu işenmesi bakımından izleyiciye beklediğini veriyor diyebiliriz. Karakterin yaşamış olduğu içsel çatışmalar mevcut hastalığı oldukça iyi yansıtılmış diye düşünüyorum. Psikolojik gerilim izlemeyi seven tüm okurlarıma izlemelerini tavsiye ederim.

Comments


bottom of page