Romantik İlişkilerde Gaslighting ve Manipülasyonun Psikolojisi: Güven ve Güvenilirliğin Önemi
- Zeyneb G
- 22 Tem
- 5 dakikada okunur

İlişki kavramının çiçek olduğunu düşündüğümüz bir metaforda güven ve güvenilirlik, bir ilişkinin toprağı gibidir. Üzerine ne ekerseniz o büyür; ama toprak yeterince sağlam değilse, en güzel çiçekler bile kök salamaz. Bu bağlamda bazı ilişkilerde de bu verimli zemin, manipülasyonun zehirli rüzgarlarıyla çatlamaya, kuraklaşmaya başlar. O zaman kendimize şu soruyu sormamız gerekir: Burası gerçekten kök salabileceğimiz bir alan mı, yoksa geçici bir yeşilliğin altında çoraklık mı gizli? Partnerine güvenen bir kişi yanında kendini huzurlu ve özgür hisseder; en içten sırlarını paylaşabilir, destek görür ve karşılıklı saygı gelişir. Buna karşın güvenin olmadığı bir ilişkide sürekli bir tedirginlik, kaygı ve kaçınma hali vardır. Kısacası güven, romantik aşkın sağlıklı biçimde yeşermesi için vazgeçilmez bir zemin sunar.
Güvenilirlik ise güven duygusunun oluşmasını sağlayan önemli bir özelliktir. Bir partnerin güvenilir olması, tutarlı ve dürüst davranması, verdiği sözleri tutması ve sorumluluklarını yerine getirmesi demektir. Yapılan beyin görüntüleme çalışmalarında, güven duyulan bir kişiyle etkileşimde bulunulduğunda beynin ödül sistemi ve oksitosin salınımı aktive olmaktadır (Kosfeld et al., 2005). Bu hormon, bağ kurmayı ve sosyal etkileşimlerde yakınlığı destekleyerek güven duygusunu biyolojik olarak pekiştirir. Nitekim güveni sarsan durumların başında yalanlar, verilip tutulmayan sözler, ihanet (aldatma) ve tutarsız davranışlar gelir. Bir kez güveni kırılan kişi, ilişkide kendini emniyette hissetmekte zorlanır ve devamlı tetikte olabilir.
Unutulmamalıdır ki güven duygusu ve güvensizlik bir anda ortaya çıkmaz; çocuklukta bakım verenlerle kurulan bağdan başlayarak, ileriki yıllarda yaşanan deneyimler sonucunda yavaş yavaş şekillenir ve öğrenilir. Yaşanan olumsuz tecrübeler (örneğin aldatılmak, terk edilmek veya sürekli yalanla karşılaşmak) kişide güvensizlik tohumları ekebilir. Bu tohumlar yalnızca romantik ilişkiler değil, iş ve arkadaşlık ilişkilerinde yaşanan sorunlar da olabilir. Sağlam bir güven ise zaman içinde istikrarlı, dürüst ve karşılıklı saygıya dayalı etkileşimlerle büyür. İlişkinin temeline yerleştirilen bu güven duygusu, çiftlerin zorlu dönemleri birlikte atlatabilmesini, duygusal açıdan birbirlerine sığınabilmesini sağlar.

🎭 Manipülasyon Ne Zaman Başlar?
En sade tanımla manipülasyon, açıkça zarar vermek yerine duygularla, inançlarla ya da bağlılıklarla oynayarak kişinin kendi yararına hareket etmesini sağlamaktır. Bu, bazen bir suçluluk duygusuyla yapılan bir rica; bazen de "Ben olmasam sen mahvolursun" diyerek çizilen sahte bir güven çemberiyle kendini gösterir. Romantik ilişkilerde bu, sıklıkla şu yollarla görülür:
Love bombing: Başta aşırı sevgi, sonra mesafe.
Gaslighting: Gerçekliği saptırarak kişiyi kendinden şüpheye düşürmek.
Sessiz cezalandırma: Küsmek, görmezden gelmek.
Kontrol: Ne giydiğine, kiminle görüştüğüne karışmak.
💡 Sweet (2019)'in araştırmasına göre, gaslighting’e maruz kalan bireylerde özsaygı düşüklüğü, depresyon ve dissosiyatif belirtiler görülmektedir. Çünkü sürekli “Ben mi yanlış anlıyorum?” sorusunu sormak, kişinin gerçeklikle bağını zayıflatır.
Manipülatif ilişkilerde güven, bir silaha dönüşebilir. Bir tarafın "Bana güvenmelisin" cümlesi, aslında “Beni sorgulama” demektir. Güven bir zemin olmaktan çıkar, bir kontrol aracına dönüşür. Elbette her etkileme çabası manipülasyon demek değildir. Örneğin, ikna etmek sağlıklı bir iletişim becerisiyken manipülasyon bundan farklıdır: İkna, karşılıklı anlayış ve rıza temelinde, mantıklı argümanlar ve açık iletişimle gerçekleşir; saygı ve dürüstlük içerir. Manipülasyon ise tek taraflı çıkar uğruna aldatıcı ve hileli yönlendirmeler barındırır, hatta çoğu zaman duygusal veya psikolojik istismar boyutuna varabilir. Kısacası ikna ve manipülasyon benzer görünse de aralarında önemli bir fark vardır; sağlıklı ilişkilerde ikna vardır, manipülasyon ise ilişkinin dengesini bozan toksik bir etkendir.
Gaslighting: Gerçekliği Saptıran Manipülasyon
Manipülasyon denildiğinde son yıllarda en çok dikkat çeken kavramlardan biri gaslighting olmuştur. Gaslighting, adını 1938’de sahnelenen ve 1944’te sinemaya uyarlanan Gas Light (Gaz Işığı) adlı oyundan/filmden alır. Bu eserde bir erkek eş, evin gaz lambalarının ışığını manipüle ederek eşinin halüsinasyon gördüğüne ve akıl sağlığını yitirdiğine inandırmaya çalışır. Günümüzde gaslighting terimi, bu durumu çok daha geniş bir çerçevede ifade etmek için kullanılıyor: Gaslighting, bir kişinin karşısındakinin gerçeklik algısını sistematik biçimde sarsacak şekilde psikolojik manipülasyon uygulamasıdır. Gaslighting uygulayan kişi, genellikle karşısındakini "aşırı hassas", "deli" veya "yanlış hatırlıyor" gibi ithamlarla suçlayarak bireyin kendi yargılarına olan güvenini zedeler. Bu durum zamanla kişinin özsaygısını düşürmekte, gerçeklikle bağını zayıflatmakta ve duygusal bağımlılığı artırmaktadır (Dorpat, 1994; Abramson, 2014). Son yıllarda özellikle travma çalışmaları ve olumsuz romantik ilişkiler ile ilgili literatürde, gaslighting’in duygusal istismarın görünmeyen ancak etkili bir boyutu olduğu vurgulanmaktadır (Stern, 2007; Sarkis, 2018).
Toronto Üniversitesi’nden Klein ve arkadaşlarının (2023) yaptığı çalışma 65 gaslighting mağdurunun uzun yanıtlarının analizine dayanıyor. Öne çıkan bulguları sizin için derledim;
• Aşırı Sevgi Bombardımanı (Love-bombing): Katılımcıların büyük çoğunluğu, özellikle ilişkinin başlangıç döneminde yoğun ve olağanüstü düzeyde romantizm yaşadıklarını ifade etmiştir. Araştırma bulguları, bu tür sevgi bombardımanının – sık ve yoğun iletişim, abartılı ilgi, hediyeler ve çok erken dile getirilen “seni seviyorum” ifadeleri gibi davranışlarla – mağdur üzerinde güçlü bir duygusal bağ oluşturduğunu ve bu bağın, ilerleyen süreçte ortaya çıkan gaslighting davranışlarının etkili olabilmesi için psikolojik bir zemin hazırladığını ortaya koymaktadır.
• Gerçeklik Algısının Çarpıtılması: Katılımcılar, gaslighting sürecinde partnerlerinin kendi hafızalarını, algılarını ve hatta akıl sağlıklarını sorgulamalarına neden olan söylem ve davranışlarla karşılaştıklarını bildirmiştir. “Sen çok hassassın”, “Bunu ben söylemedim” ya da “Her şeyi yanlış hatırlıyorsun” gibi ifadelerin sıkça kullanıldığı bu süreçte, mağdurlar zamanla kendi gerçekliklerinden şüphe etmeye başlamış; yaşadıklarını anlamlandırmakta zorlanmışlardır.
• Kontrol Davranışları ve İzolasyon: Araştırma, gaslighting davranışlarının yalnızca sözel manipülasyonla sınırlı kalmadığını, aynı zamanda mağdurların sosyal çevrelerinden ve destek sistemlerinden uzaklaştırılmaları yoluyla da sürdürüldüğünü ortaya koymuştur. Katılımcılar, partnerlerinin arkadaşlık ilişkilerini kıskandığını, aileyle görüşmelerini engellediğini ya da dış dünyayla olan bağlarını zayıflattığını belirtmiştir. Bu izolasyon, mağdurların yalnızlaşmasına ve manipülatöre olan bağımlılığının artmasına neden olmuştur.
• Karmaşık Bağlanma Dinamiği: Çalışmada dikkat çeken bir diğer bulgu, gaslighting uygulayan kişilerin zaman zaman aşırı sevgi, özür veya ilgiyi devreye sokarak mağdurun ilişkiden kopmasını engellemeye çalışmasıdır. Bu “ödül-ceza” döngüsü, mağdurların ilişkide kalmaya devam etmelerine yol açmakta ve duygusal manipülasyonu daha da görünmez kılmaktadır.
• Psikolojik Sonuçlar ve Farkındalık Süreci: Katılımcılar, gaslighting'e maruz kalmanın uzun vadede özsaygı kaybı, depresyon, karar verme güçlüğü ve güven sorunları gibi etkiler yarattığını belirtmiştir. Ancak çoğu kişi için iyileşme süreci, yaşadıklarının bir manipülasyon biçimi olduğunu fark etmekle başlamıştır. Bu farkındalık, genellikle dış destek (arkadaş, terapist, grup paylaşımı) aracılığıyla mümkün olmuştur.
Ne Yapabilirim?
Gaslighting'le mücadele kolay değildir; çünkü manipülatör kişi, sizi duygusal olarak savunmasız bırakmayı hedefler. Ancak bazı etkili yöntemlerle bu döngüyü fark etmek ve kırmak mümkündür:
1. Tepki Vermemeyi Öğrenin
Gaslighter’lar duygusal tepkinizden beslenir. Onlara duygusal karşılık vermek yerine, sakin kalmak ve gerekirse tamamen iletişimi kesmek en etkili yoldur. Ulaşamadıkları kişiyi manipüle edemezler.
2. Hazır Cümleler Kullanın
Sürekli tartışmaların içine çekilmek yerine, önceden belirlediğiniz kısa ve net ifadelerle (örneğin: “Bu olayı böyle yaşamadım” ya da “Bu konuyu konuşmak istemiyorum”) sınır çizin. Aynı ifadeyi kararlılıkla tekrar etmek manipülasyon alanını daraltır.
3. Kanıt Toplayın
Mesajlar, konuşma kayıtları veya olayların tarihleri gibi verileri saklamak, size olan biteni hatırlama ve anlamlandırma konusunda destek sağlar. Bu kanıtlar, size gerçekliğinizi tekrar hatırlatır.
4. Duygusal Tepkilerinizi Koruyun
Gaslighter’lar en çok, sizi duygusal olarak yıkabildiklerinde güç kazanırlar. Duygularınızı kontrol altına almak, onlara oyun alanı bırakmamak anlamına gelir. “Ben ne hissettiğimi biliyorum” gibi içsel hatırlatmalar faydalı olur.
5. Kendi Gerçekliğinize Sahip Çıkın
Unutmayın, herkes bazen olayları farklı hatırlayabilir; fakat gaslighting'de amaç, sizin algınızı sistematik şekilde değersizleştirmektir. “Bu senin yorumun, ben öyle hissetmedim” demek bile sizi gerçekliğinize bağlar.
6. Kendinize Zaman ve Alan Tanıyın
Zihinsel olarak kendinizi korumak için kısa yürüyüşler, nefes egzersizleri, bir fotoğrafa odaklanma ya da olumlayıcı iç ses kullanımı işe yarar. Sakin kalmak, manipülatörün sizi tuzağa düşürmesini engeller.
7. Başkalarına Anlatın
Güvendiğiniz bir arkadaş, terapist ya da aile bireyine durumu anlatmak, yaşadıklarınızı yeniden çerçevelemenize yardımcı olur. “Acaba ben mi abartıyorum?” hissini tek başınıza aşmak zordur; dış bakış açısı burada hayati rol oynar.
8. Profesyonel Destek Alın
Gaslighting, duygusal istismar türlerinden biridir. Bu süreçte yalnız hissetmeniz doğaldır ama yalnız kalmanız gerekmez. Bir terapistten destek almak, hem yaşadıklarınızı anlamlandırmak hem de yeniden güçlenmek için büyük fark yaratır.
Son Demler...
Güven, bir ilişkiyi ayakta tutan görünmez bir kök gibidir; gözle görülmez ama her şey onunla beslenir. Ne var ki manipülasyonun sessiz adımları bu kökü içeriden çürütmeye başladığında, sevgi bile yetersiz kalabilir. Gaslighting gibi zihinsel bir manipülasyon biçimi, yalnızca gerçeği değil, kişinin kendine olan inancını da silmeye çalışır. Bu yüzden sağlıklı bir ilişkide güven, sadece sözlerle değil, davranışlarla, süreklilikle ve saygıyla inşa edilir. İlişkilerimizin ne kadar sağlam olduğunu anlamak için bazen şu soruyu sormak gerekir:
"Ben bu ilişkide kendim olabiliyor muyum, yoksa kendime yabancılaşmak pahasına kalmakta ısrar mı ediyorum?"
Bu sorum siz değerli okuyucularıma; Güven kırıldığında, sevgi hâlâ bizi ayakta tutabilir mi?



Yorumlar