top of page

The Three Faces of Eve: Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu'nun Gerçek Hikayesi ve Chris Sizemore'un 20 Kişilikli Yaşamı

  • Yazarın fotoğrafı: Zeyneb G
    Zeyneb G
  • 12 dakika önce
  • 6 dakikada okunur
ree

"The Three Faces of Eve" vakası, psikiyatri tarihinin en çarpıcı ve bilinen çoklu kişilik bozukluğu (şimdiki adıyla Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu - DID) örneklerinden biridir. Bu gerçek hikaye, yıllar sonra hem bir filme hem de bir kitaba ilham kaynağı olmuş, konuya olan ilgiyi doruk noktasına taşımıştır.

DID, uzun yıllar hem film endüstrisini hem de kitapları meşgul etmiş bir hastalıktır. Bu bağlamda Fight Club, Shutter Island, Split, Identity, Black Swan ve Türk sinemasında Beyza'nın Kadınları en bilinen isimleridir.


Gerçek Hikayenin Kahramanı: Chris Costner Sizemore

Vakanın asıl kahramanı, 1927 doğumlu Chris Costner Sizemore'dur. Kamuoyunda uzun yıllar "Eve White" takma adıyla tanınan Sizemore'un yaşadıkları, insan zihninin travmalar karşısındaki karmaşık savunma mekanizmasını gözler önüne serer. Chris Sizemore, şikayetleri nedeniyle psikiyatrist Dr. Corbett Thigpen ve Dr. Hervey Cleckley tarafından tedavi altına alınır. Thigpen ve Cleckley bu vakayı 1954 yılında makale ve kitap olarak yayınlar. Yazının devamı makalenin bir bölümünün çevirisi ile devam edecektir. Detaylı okuma yapmak isteyenler için orjinal makalenin kaynakçasını en sona ekledim. Keyifli okumalar.


Çoklu Kişilik Vakası

Thigpen and Cleckley 1954


Arka plan

Chris Costner Sizemore
Chris Costner Sizemore

Çoklu Kişilik Bozukluğu, DSM-III'te, bir ve aynı bireyde iki veya daha fazla farklı kişiliğin bir arada var olduğu bir dissosiyatif bozukluk olarak tanımlanmaktadır. Bu, nevrotik bir bozukluğun örneğidir. Çoklu kişilik, şizofreninin bir türü değildir. Şizofreni, gerçeklikle temas ve içgörü bozukluğunun görüldüğü bir psikoz türüdür. Diğer semptomlar arasında halüsinasyonlar ve sanrılar sayılabilir.

Amaç

Bu makalenin amacı, ‘şiddetli ve kör edici baş ağrıları’ nedeniyle Thigpen ve Cleckley'e sevk edilen 25 yaşındaki bir kadının psikoterapötik tedavisini anlatmaktır.


Prosedür/Yöntem

Psikiyatristler vaka çalışması yöntemini kullandılar. Bu yöntem, hasta ve ailesiyle yapılan görüşmeler, hipnoz, gözlem, EEG testleri ve hafıza testleri, mürekkep lekesi testleri ve zeka testleri dahil olmak üzere bir dizi psikometrik ve projektif testlerden oluşuyordu.


Bulgular/Sonuçlar

Hasta (çalışmada Eve White olarak anılmaktadır) “şiddetli ve kör edici baş ağrıları” nedeniyle tedavi için yazarlarından birine sevk edilmişti. İlk görüşmede, baş ağrılarının ardından “bayılma” şikayetinde de bulunmuştu, ancak ailesi gerçek bir bilinç kaybı veya ciddi zihinsel karışıklığa işaret eden herhangi bir durumdan haberdar değildi. Görüşmeler sırasında birkaç duygusal sorun ortaya çıktı. Psikiyatristler, hastanın bir dizi karmaşık, ancak nispeten sıradan evlilik çatışmaları ve kişisel hayal kırıklıkları yaşadığına inanıyordu. Ancak Eve White'ın yakın zamanda yaptığı bir seyahati hatırlamaması onları şaşırtmıştı. Terapistler hipnoz uyguladı ve hafıza kaybı ortadan kalktı.


Terapistleri ziyaret ettikten birkaç gün sonra, Eve White'ın bir mektubu terapistlerin ofisine geldi. Mektup, terapisiyle ilgiliydi ve her zamanki el yazısıyla yazılmıştı, ancak sayfanın altında bir paragraf vardı ki, sanki bir çocuk yazmış gibi görünüyordu. Bir sonraki ziyaretinde Eve White mektubu gönderdiğini inkar etti, ancak bir mektup yazmaya başladığını hatırladı, ancak bitirmemişti ve yok ettiğini sanıyordu. Görüşme sırasında, normalde çok kontrollü olan Eve White sıkıntıya kapıldı ve ara sıra hayali sesler duymasının onu deli yapıp yapmadığını sordu. Son birkaç ay içinde birkaç kez kendisine seslenen bir sesi kısaca duyduğunu bildirdi. Bu konuşma sırasında Eve White, sanki acı çekiyormuş gibi aniden iki elini başına koydu. Gergin bir sessizlik anından sonra elleri düştü ve terapist “hızlı, pervasız bir gülümseme” gördü. Eve, parlak bir sesle “Merhaba Doktor” dedi.


Terapiste göre, genellikle geleneksel ve çekingen olan Eve White, kaygısız bir kişiye dönüşmüştü. Ayrıca tavırları, jestleri ve göz hareketleri açısından da fiziksel olarak çok farklı görünüyordu. Adını sorduğunda, hemen Eve Black olduğunu söyledi. Terapist, bu yeni kişinin “çocuksu bir cesaret havası, erotik bir şekilde yaramaz bir bakış, endişe, ciddiyet ve altta yatan sıkıntı gibi alışılmış belirtilerden muhteşem bir şekilde arınmış bir yüz” olduğunu kaydetti. Ses ve dil yapısı da çok farklıydı ve terapiste göre tamamen farklı bir kadın gibi görünüyordu.


Sonraki 14 ay boyunca, toplamda yaklaşık 100 saat süren bir dizi görüşme sırasında, Eve White ve Eve Black'in davranışları ve deneyimleri hakkında kapsamlı bilgiler elde edildi. Terapistler, Eve Black'in bazen beklenmedik bir şekilde “ortaya çıkabildiğini”, ancak Eve White hipnoz altındayken terapistler tarafından “çağırılabildiğini” keşfettiler. Benzer şekilde, birkaç hipnoz seansından sonra terapistler, Eve Black'ten Eve White ile konuşmalarına izin vermesini isteyebiliyorlardı. Daha fazla seansın ardından, değişiklikleri elde etmek için hipnozun artık gerekli olmadığına karar verdiler. Ancak terapistler, bunun Eve White'ın hayatını önemli ölçüde karmaşıklaştırdığını, çünkü Eve Black'in eskisinden daha fazla “kontrolü ele geçirebildiğini” belirttiler. Terapistler, Eve Black'in Eve'in erken çocukluk döneminden beri bağımsız bir hayat sürdürdüğüne ve Eve White'ın “dışarıda” olduğu zamanlarda neler olup bittiğinin farkında olmadığına inanıyordu. Buna karşılık, Eve Black dışarıda olmadığında neler olup bittiğinin farkındaydı. Eve Black, terapistlere çocukluğunda Eve White'ın farkında olmadığı ve cezalandırıldığı bir dizi yaramazlık veya itaatsizlik olayından bahsetti. Bu olayların bazıları daha sonra ebeveynleri ve kocasıyla yapılan görüşmelerde doğrulandı.

 

Terapistlere göre, Eve Black'in davranışları “sorumsuzluk ve heyecan ve zevk için sığ bir hedonistik arzu ile karakterize ediliyordu”. Kimliğini sadece Eve White'dan değil, ebeveynlerinden ve kocasından da gizlemeyi başardı. Eve Black, nefret ettiği adamla evlendiğini ve Eve White'ın kızıyla ilgisiz bir seyirci dışında herhangi bir ilişkisi olmadığını inkar etti. Kocasına, kızına ve ebeveynlerine, hoş olmayan davranışları, sertliği ve ara sıra şiddet eylemleri, “alışılmış nazik ve düşünceli bir kadında açıklanamayan öfke nöbetleri” olarak açıklandı. Eve Black'in daha uzun süreli “dışarıda” olduğu dönemlerde ailesinden ve yakın arkadaşlarından uzak durdu, yabancıların arkadaşlığını aradı ve Eve White'ı taklit ederek istediği zaman tanınmamayı başardı.Her iki kişiliğe de bağımsız bir uzman tarafından bir dizi psikometrik (yani IQ ve hafıza testleri) ve projektif testler (yani Rorschach ve insan figürleri çizimleri) uygulandı ve şu sonuçlar elde edildi:

  • IQ testi sonuçları: Eve White 110, Eve Black ise 104 IQ elde etti.

  • Hafıza testi sonuçları: Eve White, Eve Black'ten daha üstün bir hafıza fonksiyonuna sahipti.

  • Rorschach testi (mürekkep lekesi testi) ve insan figürleri çizimleri sonuçları: Eve Black'in profili Eve White'tan çok daha sağlıklıydı. Eve Black gericiyken, Eve White baskıcıydı ve obsesif-kompulsif özellikler, katılık ve düşmanlığıyla başa çıkamama gibi özellikler gösteriyordu.


Terapi seansları sırasında Eve Black'in Eve White'a karşı çok az şefkat duyduğu ve terapiye yardımcı olması için ikna edilemeyeceği ortaya çıktı. Örneğin, terapistler Eve Black'in “terapisti sık sık işbirliği yaptığına inandırarak yanılttığını, oysa davranışlarının Eve White'ın ilerlemesine özellikle zarar verdiğini” belirttiler. Eve White, terapi sayesinde Eve Black'in varlığının farkına vardıkça, onun zaman zaman “dışarı çıkmasını” engelleyebildi ve bu nedenle Eve Black'in daha fazla “dışarı çıkma” süresi elde edebilmesi için müzakere gerekli oldu. Sekiz aylık tedaviden sonra Eve White ilerleme kaydetmiş görünüyordu. ‘Bayılmaları’ sona ermiş, işinde (telefon operatörü olarak) iyi çalışıyor ve “evlilik sorunlarına kabul edilebilir bir çözüm bulmaya” başlamıştı. Ancak tedavi ilerledikçe, Eve White'ın baş ağrıları ve “bilinç kaybı” tekrar başladı. Eve Black tüm sorumluluğu reddetti ve bu “bilinç kaybı” sırasında kendisinin de bilinç kaybı yaşadığını söyledi. Eve White'ın genel ruh hali kötüleşiyordu ve hastaneye yatırılması düşünülüyordu. Terapist, incelemek istediği kişiliği daha kolay çağırabiliyordu ve hipnoz altında çocukluk deneyimleri araştırılıyordu. Böyle bir olay sırasında, Eve White uykulu bir duruma girerek rahatlamış görünüyordu. "İki dakika sonra gözleri açıldı ve odayı boş boş bakarak kendini toparlamaya çalıştı. Gözleri sonunda terapistin gözleriyle buluştuğunda, yavaşça, bilinmeyen bir boğuk sesle ve ölçülemez bir soğukkanlılıkla, ‘Kimsin sen?’ dedi.


Terapistler, Jane adını veren başka bir kişiliğin ortaya çıktığına inandılar. Diğer kişiliğin, Eve Black'ten daha sorumlu, Eve White'tan daha kendine güvenen ve ilginç olduğunu savundular.

Jane ortaya çıktıktan sonra, üç kişiliğe elektroensefalogram (EEG) testi yapıldı. Eve Black ile diğer iki kişiliğin okumaları arasında net bir ayrım yapmak mümkün oldu. Eve White ile Jane'in EEG'leri arasında net bir ayrım yapmak mümkün olmadı. Üç kişilikle birkaç ay boyunca çalışabilen terapistler, Jane'in kişilikleri ele geçirebilirse hastanın tam sağlığına kavuşacağı ve mutlu bir yaşam sürmeye başlayacağı sonucuna vardılar. Jane, iki Eve'in düşüncelerini ve davranışlarını farkındaydı, ancak ortaya çıkmasından önceki anılarına tam olarak erişemiyordu. Jane, Eve White'a yardım etmek için evde ve işte Eve White'ın birçok görevini üstlenmeyi öğrenmiş ve Eve White'ın kızına şefkat göstermişti. Ancak, terapistler Jane ile birlikte Eve Black'in yalan söyleyip söylemediğini belirlemek için çalışabilseler de, Jane Eve Black'i yerinden etmek veya onun aracılığıyla iletişim kurmak için bir yol bulamamıştı. Jane'in sorunlu zihne bir çözüm getirebilecek en uygun kişi olduğu ve diğer kişilikler üzerinde giderek artan hakimiyetinin uygun bir çözüm olduğu kararlaştırıldı.


Bu olağanüstü hikayenin sonradan eklenen bir notu, 1975 yılında Eve'in, orijinal terapiden önce ve sonra birçok başka kişilik yaşadığını açıklamasıydı. Toplam 22 kişilik hatırladı ve kişiliğinin parçalanmasının, dayanamayacağı şeylerden kendini korumak için olduğunu öne sürdü.

Eserler: Kitap ve Film

Bu sıra dışı vaka, psikoloji dünyasında büyük yankı uyandırmış ve kısa sürede kültürel eserlere dönüşmüştür.


📖 Kitap: The Three Faces of Eve (1957)

Vakanın asıl kaynağı, Chris Sizemore'un psikiyatristleri Corbett H. Thigpen ve Hervey M. Cleckley tarafından yazılan aynı isimli kitaptır.

  • Yayın Tarihi: 1957

  • İçerik: Kitap, doktorların gözlemleri, tedavi süreçleri ve Eve'in (o dönemki adıyla) yaşadıkları üzerine kurulu bir vaka çalışmasıdır. Hikayenin popülerleşmesini sağlayan en önemli kaynaktır.



ree

🎬 Film: The Three Faces of Eve (1957)

Kitabın yayımlandığı yıl sinemaya uyarlanan film, hikayenin geniş kitlelere ulaşmasını sağlamıştır.

  • Yönetmen: Nunnally Johnson

  • Oyuncu: Joanne Woodward

  • Ödüller: Film, başrol oyuncusu Joanne Woodward'a, Eve White, Eve Black ve Jane rollerini ustalıkla canlandırdığı için En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını getirmiştir.

  • Uyarlama: Nunnally Johnson'ın senaryosunu da yazdığı film, doktorların kitabına kronolojik olarak sadık kalan bir uyarlamadır. Film, hikayenin gerçekliğini vurgulamak amacıyla Amerikalı gazeteci Alistair Cooke'un kısa giriş konuşmasıyla başlar.


❗ Gerçeklikle Uyarlama Arasındaki Fark

Hem kitap hem de film, vakanın yalnızca ilk aşamalarına odaklanmış ve Chris Sizemore'un hayatının tamamını yansıtmamıştır. Özellikle filmin, hastanın "iyileştiği" yönündeki sonucu, gerçek hikayeden belirgin şekilde farklıdır; çünkü Sizemore'un mücadeleleri uzun yıllar devam etmiştir.


Son demler..

"The Three Faces of Eve" vakası, hem tıp hem de popüler kültür açısından bir mihenk taşıdır. Çoklu kişilik bozukluğu kavramının (şimdiki adıyla Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu) toplumda bilinirliğini artırmış ve bu alandaki tartışmaları alevlendirmiştir. Chris Costner Sizemore, sonraki yıllarda kendi yazdığı "I'm Eve" (Ben Eve'im) ve "A Mind of My Own" (Kendime Ait Bir Zihin) gibi kitaplarla kendi gerçek ve daha karmaşık hikayesini anlatarak bu konunun daha doğru anlaşılmasına büyük katkıda bulunmuştur.


Kaynakça

Thigpen CH, Cleckley H (1954) A case of multiple personality. Journal of Abnormal and Social Psychology, 49: 135–51.

 

 

 

 

 

 

Yorumlar


bottom of page