top of page

Virginia Satir ve İletişimde İç-Dış Uyum (Congruence)

  • Yazarın fotoğrafı: Zeyneb G
    Zeyneb G
  • 2 Haz
  • 7 dakikada okunur

*Video çevirisi bana aittir lütfen izinsiz kullanmayınız.
Herkese merhaba, bugün aile terapileri alnında en sevdiğim isimlerden biri olan Virginia Satir’in “Communication and Congruence” konuşmasından alıntılarla, içsel dürüstlüğün ve uyumun gerçek iletişimde neden bu kadar önemli olduğunu keşfedeceğiz. Ayrıca Satir’in terapötik yaklaşımlarına değinerek, içsel uyum kavramının günlük yaşamımıza yansımalarını ele alacağız. Yazının içinde oldukça faydalı ipuçları ve öğretiler saklı olduğunu düşünüyorum. Keyifli okumalar diliyorum.

Satir ve İletişimde Uyum Kavramı

Virginia Satir, aile terapisi alanının öncülerinden biri olarak, gerçek ve samimi iletişim kurmanın insan ilişkilerindeki önemini vurgulamıştır. Congruence (iç-dış uyum) kavramı, Satir’in çalışmalarının merkezinde yer alır. Bu kavram, kişinin iç dünyası (duygular, düşünceler) ile dış dünyaya yansıttıkları (sözler, beden dili) arasında tutarlılık olmasını ifade eder. Satir’e göre iletişim, ilişkilerin adeta can damarıdır: “Communication is to relationships what breath is to life.” (İletişim, ilişkiler için yaşamda nefes almak gibidir). Bu güçlü ifadeyle Satir, sağlıklı bir ilişki için iletişimin tıpkı nefes kadar hayati olduğunu belirtir.

Satir’e Göre Congruence ( Uyum ) Nedir?

Satir’e göre “congruence”, davranışlarımızın duygularımızla eşleşmesi demektir; başka bir deyişle, ne hissediyorsak onu dürüstçe ifade edebilmemizdir. “Congruence is the mark of healthy communication.” (Uyum, sağlıklı iletişimin göstergesidir) demiştir. Yani, sağlıklı bir iletişim kurmak istiyorsak, iç dünyamız ile dışa vuruşumuzun birbiriyle örtüşmesi gerekir. Bu uyum hali, hem kendimize hem de karşımızdakine yüksek düzeyde saygı duymayı da içerir. Satir, gerçek iletişimde kişinin ne kendini ezmesi (aşırı fedakârlık) ne de karşısındakini incitmesi gerektiğini vurgular. İçsel uyum, kişinin “ben aslında ne yaşıyorum?” sorusunu kendine sorması ve bunu maskesiz bir şekilde karşı tarafa iletebilmesidir. Örneğin, gerçekten üzgünken sırf sorun çıkarmamak için “İyiyim” demek bir uyumsuzluk (incongruence) örneğidir. Congruence (uyum) ise üzgün birinin “Bugün biraz üzgünüm, desteğine ihtiyacım var” diyebilmesi, yani içtenlikle kendini ifade etmesidir. Satir, uyumlu iletişim kurabilen insanların duygularını, ihtiyaçlarını ve isteklerini açıkça paylaşabildiklerini ve aynı zamanda başkalarının duygularını ve ihtiyaçlarını saygıyla dinleyebildiklerini belirtir. Bu sayede iletişim, yüzeysel bir alışveriş olmaktan çıkıp, iki taraf için de anlamlı bir bağ kurma sürecine dönüşür.

Uyumsuz İletişimin Sonuçları

Peki, iç-dış uyum olmadığında ne olur? Satir’e göre uyumsuz iletişim, ilişkilerde pek çok yanlış anlama ve kırgınlığa yol açar. İletişimde gerçek duygular gizlendiğinde, taraflar birbirlerinin ne düşündüğünü ya da hissettiğini yanlış varsayımlarla doldurmaya başlar. Satir, etkili biçimde iletişim kuramadığımızda “çoğu zaman diğerinin ne düşündüğü ve hissettiği hakkında yanlış varsayımlar yaparız” der ve genellikle “gerçek düşünce ve duygularımızı saklarız ya da net olarak ifade edemeyiz”. Sonuçta kişi kendini duyulmamış, anlaşılmamış hisseder ve zihninde “sevilmiyorum” gibi olumsuz bir inanç belirebilir. Böyle bir ortamda insanlar zamanla depresif hissedebilir veya ihtiyaç duyduğu anlayışı başkalarında aramaya yönelebilir.

Satir ayrıca, insanların stres altındayken başvurdukları bazı uyumsuz iletişim kalıplarını tanımlamıştır. Örneğin, “placater” (yalayışmacı/memnun edici) dediği tarzda kişi sürekli karşısındakini memnun etmeye çalışır, kendi duygularını bastırır. Dışarıdan uyumlu ve itaatkâr görünür ama içten içe değersizlik hisseder. Satir bu durumu “kendimizden ödün vererek başkalarını memnun etmeye çalışmak öz değerimizi zedeler ve karşı tarafa ‘önemli değilim’ mesajı verir” sözleriyle açıklar. Bunun aksine “blamer” (suçlayıcı) tavrında ise kişi yüksek sesle karşısındakini eleştirir, suçlar; görünürde güçlü ve kızgındır ama aslında iç dünyasında “Yalnızım ve başarısızım” diye düşünen, kendini yalnız hisseden biridir. Bu örnekler gösteriyor ki, içsel deneyim ile dışa vurulan mesaj arasındaki tutarsızlık hem kişiyi hem ilişkilerini olumsuz etkiler. Uyumsuz iletişim içinde olan kişiler, ya karşısındakine yeterince değer vermeyip onu suçlayarak kırıyor ya da kendine değer vermeyip sürekli ödün vererek kendi öz saygısını yaralıyor. Her iki durumda da ilişki yüzeyde devam etse bile, altında gerçek duygu ve ihtiyaçlar karşılanmadığı için güvensizlik ve memnuniyetsizlik birikiyor.

Gerçek İletişim Nasıl Kurulur?

Satir’in yaklaşımına göre, gerçek ve samimi (congruent) iletişim kurmak öğrenilebilir bir beceridir. İçsel uyumu sağlamak ve sürdürmek için şu adımlar/alışkanlıklar önerilebilir:
  1. Kendinizin, karşınızdakinin ve ortamın farkında olun – Önce kendi duygu ve düşüncelerinizin farkına varın; aynı zamanda karşınızdaki kişinin ve içinde bulunduğunuz durumun da bilincinde olun. İletişime girerken “Şu an ben ne hissediyorum, diğer kişi ne halde ve koşullarımız nedir?” diye durup değerlendirmek uyumlu bir başlangıç sağlar.
  2. Karşınızdakine gerçekten dikkat verin – İletişim kurarken karşınızdaki kişiyi gerçekten dinleyin, beden diline ve söylediklerine odaklanın. Onun anlattıklarını içtenlikle duymaya çalışmak, hem anlaşıldığını hissettirir hem de sizin tepkinizi daha uyumlu hale getirir. Empati kurarak dinlemek, içsel uyumun dışa yansıyan bir parçasıdır.
  3. Bedeninizin mesajlarına dikkat edin – Beden dili, iletişimin önemli bir parçasıdır. Kendi vücut dilinizin farkında olarak, jest ve mimiklerinizin söylediklerinizle çelişmediğinden emin olun. Örneğin, kızgın hissederken zoraki bir gülümseme takınmak yerine, duygunuza uygun ve dürüst bir ifade takının. Bedeniniz ve sözleriniz uyum içinde olursa mesajınız daha samimi algılanacaktır.
  4. Savunma mekanizmalarınızı ve “aile kurallarınızı” tanıyın –S Birçoğumuz çocukluktan gelen kalıplarla, zor durumda ya içimize kapanırız ya da saldırganlaşırız. Kendi otomatik tepkilerinizi fark edin. Örneğin, eleştirildiğinizde hemen özür dileyip susma (placating) eğiliminiz mi var, yoksa sert çıkışarak savunmaya geçiyor musunuz? Bu otomatik tepkileri fark etmek, onları dönüştürmenin ilk adımıdır. Satir, ailemizden öğrendiğimiz iletişim “kuralları”nı bilinçli farkındalıkla aşabileceğimizi ve daha açık bir iletişim tarzı geliştirebileceğimizi söyler.

Yukarıdaki adımlar, Satir’in öğretilerinden derlenmiştir ve uyumlu iletişim kurma yolunda bize bir yol haritası sunar. Gerçek iletişim, kendimize ve karşımızdakine karşı dürüst ve saygılı olmayı gerektirir. Bu, “ben dili” kullanmak (örneğin “Sen beni dinlemiyorsun” yerine “Dinlenmediğimi hissediyorum” demek), duygularımızı suçlama veya utandırma olmadan ifade etmek ve karşımızdakini de aynı açıklıkla dinlemeyi içerir. Satir der ki, kişi içsel uyumu yakaladığında hem kendi duygularını açıkça paylaşabilir hem de karşı tarafın duygularını açık yüreklilikle duyabilir. Böylece iletişim, iki tarafın da gerçeklerini koyabildiği güvenli bir alan haline gelir. Eminim bu cümleler kulağa çok basit ve sıradan geliyor fakat emin olun terapi odasında yaptıklarımız da bunlardan farklı şeyler değil. Önemli olan uygulamak ve istikrar göstermek.

Satir'den Alıntılar ve Yorumlar

Şimdi geliin, Virginia Satir’in “Communication and Congruence” konuşmasından birkaç özlü sözü ele alarak kısaca yorumlayalım. Her bir alıntı, Satir’in iletişim ve içsel uyum hakkındaki derin anlayışını yansıtarak konuyu daha da somutlaştıracak. Bu sayede teorik anlatının daha etkili olacağını düşünüyorum. Haydi başlayalım:
  • “Communication is to relationships what breath is to life.” (“İletişim, ilişkiler için yaşamda nefes almak gibidir.”) – Satir bu sözünde iletişimin ilişkilerdeki hayati önemini çarpıcı bir benzetmeyle anlatıyor. Nasıl ki nefes almadan yaşam devam edemez, sağlıklı iletişim olmadan da bir ilişki canlı kalamaz. Bir ilişkide sorunları çözebilmek, sevgiyi paylaşabilmek veya yakınlığı hissedebilmek için öncelikle konuşabilmek, dinleyebilmek ve anlaşılabilmek gerekir. Bu alıntı, bize en temel düzeyde iletişimin eksikliğinde ilişkilerin adeta boğulacağını hatırlatır. Instagram’da bir alıntı kartı olarak paylaşıldığında, bu söz ilişkilere dair güçlü bir mesaj verebilir; altına “Bugün birine onu ‘duyduğunuzu’ hissettirdiniz mi?” gibi bir soru ile etkileşim de teşvik edilebilir.

  • “Congruence is the mark of healthy communication.” “İçsel-dışsal uyum, sağlıklı iletişimin işaretidir.” – Satir burada uyum kavramını doğrudan sağlıklı iletişimle özdeşleştiriyor. Eğer iki insan arasında gerçek bir anlayış ve güven varsa, bu genellikle her ikisinin de duygularını açıkça ve dürüstçe ifade edebilmelerinden gelir. İçsel uyum, sağlıklı bir iletişimin mihenk taşıdır çünkü taraflar birbirine karşı samimidir, gizli gündemler veya bastırılmış duygular iletişimi gölgelemez. Satir’in bu vurgusu, günlük hayatta da bize yol gösterir: Bir konuşmada kendimizi rahatsız, gergin hissediyorsak belki de içimizden geçeni tam söyleyemiyoruzdur. Bu alıntıyı hatırlayarak, “Şu an ne hissediyorum ve bunu ifade edebiliyor muyum?” diye sormak iletişim kalitemizi arttırabilir. Sağlıklı iletişim kurabilmek için önce kendi içimizde dürüst olmak gerektiğini Satir bize bu cümleyle güçlü bir şekilde anımsatıyor.

  • “The greatest gift one can give another is to see, hear, understand and touch them.” “Bir insana verilebilecek en büyük hediye, onu gerçekten görmek, duymak, anlamak ve ona dokunmaktır.” – Satir’in bu ünlü sözü, başkalarıyla kurduğumuz iletişimde empati ve sıcaklığın önemini anlatıyor. Birini görmek ve duymak, onun varlığını ve söylediklerini gerçekten fark etmek demek. Anlamak, karşımızdaki kişinin duygu ve ihtiyaçlarını yüreğimizle dinlemek; dokunmak ise hem mecazi hem fiziksel anlamda yakınlık kurmak, güven vermek anlamına geliyor. Satir burada iletişimin ötesinde insani temasın gücüne işaret ediyor. İçsel uyumlu bir insan, karşısındakine bu değeri verebilir çünkü kendiyle barışıktır ve diğerine açık hale gelmiştir. Bu sözü günlük yaşamda uygulamak, karşımızdakine tam dikkatle present (mevcut) olmayı gerektirir: telefonu bir kenara bırakıp göz teması kurmak, anlatılanı gerçekten dinleyip “seni anlıyorum” diyebilmek, ihtiyacı varsa bir omuz dokunuşu ya da sarılmayla destek olmak… Tüm bunlar karşımızdaki insana “sen değerlisin, buradayım” mesajını verir ki bu, Satir’in de dediği gibi, verebileceğimiz en büyük armağandır.

Günlük Yaşama Yansımalar

Virginia Satir’in içsel uyum (congruence) kavramını, sadece terapötik bir terim değil, hepimizin gündelik yaşamında uygulayabileceği bir prensip olarak düşünebilirz. Peki, günlük hayatta içsel uyumu geliştirmek ve sürdürmek için neler yapabiliriz? İşte Satir’in öğretilerinden ilhamla birkaç öneri:
  • Duygularınızı fark edin ve isimlendirin: Her gün kendinize kısa bir zaman ayırıp “Şu an gerçekten ne hissediyorum?” diye sorun. Duygunuzu (örneğin kızgınlık, hayal kırıklığı, endişe, sevinç) net bir şekilde tanımlamak, onu kabullenmenin ilk adımı. Satir’in yaklaşımında farkındalık, uyumun temelidir. İçinizde olanı kabul ettiğinizde, dışarıya daha doğru yansıtabilirsiniz.
  • “Ben dili” kullanarak ifade edin: Bir durum sizi rahatsız ettiğinde, suçlayıcı veya imalı bir şekilde tepki vermek yerine, hislerinizi “ben” ifadeleriyle dile getirin. Örneğin, arkadaşınız buluşmaya geç kaldıysa “Beni her zaman bekletiyorsun, çok sorumsuzsun” demek yerine “Geç kalmana üzüldüm, çünkü zamanımın değersiz olduğunu hissettim” diyebilirsiniz. Böylece kendi duygunuzu sahiplenip dürüstçe aktarmış olursunuz. Bu tarz bir ifade, karşı tarafın savunmaya geçmesini engeller ve gerçek bir diyalog başlatır.
  • Beden ve söz uyumunu kontrol edin: Kendinizi ifade ederken beden dilinizin söylediklerinizle uyumlu olup olmadığına dikkat edin. Başınız “hayır” der gibi sallanırken ağzınız “Evet, sorun değil” diyorsa burada bir tutarsızlık vardır. Böyle anları yakaladığınızda durup neden böyle davrandığınızı düşünün. Belki de içten içe “hayır” demek istiyorsunuzdur. Uyumlu iletişim için bazen “hayır” demeyi öğrenmek de gerekir. Unutmayın, bir konuda gerçekten istemediğiniz halde evet demek, sonraki iletişimlerde gizli öfke veya kırgınlık olarak geri dönebilir.
  • Empatik dinleme pratiği yapın: İletişimde yalnızca kendi söyleyeceklerimize odaklanmak uyumsuzluğa yol açabilir. Bunun yerine, karşınızdaki konuşurken gerçekten dinlemeyi, onun duygularını hissetmeye çalışmayı alışkanlık haline getirin. Empati kurarak dinlediğinizde, sorular sorarak karşınızdakini daha iyi anladığınızda, o da kendini güvende hisseder ve daha açık iletişim kurar. Satir’in vurguladığı gibi, karşımızdakini gerçekten “görmek, duymak ve anlamak” iletişimin en değerli yönüdür. Bu anlayışı günlük sohbetlerinize kattıkça ilişkilerinizde derinleşme ve güven artacaktır.
  • Aile içinde “uyum” ortamları yaratın: Satir, aile içi iletişime çok önem vermiştir. Siz de evde veya yakın ilişkilerinizde düzenli olarak dürüst paylaşımlar yapabileceğiniz zamanlar oluşturun. Örneğin, akşam yemeklerinde herkesin gün içinde kendini nasıl hissettiğini anlatması için teşvik edici oyunlar oynayın (Satir’in ünlü “duygu termometresi” tekniğini andırır biçimde, 0’dan 10’a gününüz nasıldı gibi). Böyle alıştırmalar, özellikle çocukların duygularını ifade etmeyi öğrenmeleri için faydalıdır ve ailede içten bir iletişim iklimi yaratır.

Virginia Satir’in iç-dış uyum felsefesi bize gösteriyor ki, en etkili iletişim teknikleri bile kalpten gelen bir dürüstlük olmadıkça eksik kalır. İçsel uyumun sessiz gücü, kelimelerin ötesinde bir etki yaratır: Kendinize karşı dürüst olduğunuzda, ses tonunuzdan beden dilinize kadar tüm iletişiminiz güven verir hale gelir. Bu sayede karşınızdaki de gardını indirmeye, maskelerini bırakmaya davet edilir. Satir, onlarca yıllık deneyimiyle, insanların aslında özü itibariyle birbirine ulaşmak, temas kurmak istediğine inanmıştır. İletişimdeki tıkanıklıklar, çoğunlukla korkularımızın ve öğrenilmiş savunma kalıplarımızın sonucudur.
Kapanışı Satir’in öğüdüyle yapalım: "Birine verebileceğiniz en değerli armağan onu gerçekten görüp duyabildiğinizi hissettirmektir." Bu da önce kendi iç sesimizi duyup ona saygı göstermekle başlar. İçinde fırtınalar koparken dışarıya sakin bir maske takmak, ne sizi gerçekten güçlü kılar ne de ilişkiyi sağlıklı tutar. Asıl güç, kırılganlıklarımızla barışıp onları tutarlı bir şekilde ifade edebilmektir.

Son söz olarak, Satir’in içsel uyum kavramı bize şunu hatırlatıyor: Sessiz bir güç vardır ki o da insanın kendi özüyle uyum içinde olmasından gelir. Bu sessiz güç, bağırıp çağırmadan da kendini belli eder – sözünüzle yüreğiniz bir attığında, karşınızdakinin de kalbine dokunursunuz. İletişimde içtenliğin ve uyumun hakim olduğu nice bağlantılar kurmanız dileğiyle...
 
 
 

Comments


bottom of page