"We Need to Talk About Kevin" Nesne İlişkileri Kuramı Çerçevesinde Film İncelemesi
- Zeyneb G
- 19 Haz 2023
- 4 dakikada okunur

"We Need to Talk About Kevin" (Kevin Hakkında Konuşmalıyız), Lionel Shriver tarafından yazılan ve Lynne Ramsay tarafından yönetilen 2011 yapımı bir film uyarlamasıdır. Film, Kevin adlı bir çocuğun psikolojik gelişimini ve ailesiyle olan ilişkisini ele almaktadır. Bu yazımda filmi Nesne ilişkileri kuramı çerçevesinde inceleyeceğim. Filmi izlememiş olanlar için yazım sürpriz bozanlar içerir.
Film Ne Anlatıyor?
"We Need to Talk About Kevin", Eva adlı bir kadının hayatını anlatır. Eva, genç ve başarılı bir yayıncıdır ve bir zamanlar özgür bir yaşam sürmüştür. Ancak, oğlu Kevin'in doğumuyla birlikte her şey değişir. Film, Eva'nın Kevin'i doğurmasından sonra yaşadığı zorlukları anlatır. Kevin, bebeklikten itibaren Eva ile arasında bir bağ kurmakta zorlanır ve zamanla şiddet eğilimleri göstermeye başlar. Eva, Kevin'in tuhaf davranışlarını fark etse de, bunları göz ardı etme veya haklı çıkarma eğilimindedir. Kevin büyüdükçe, şiddet eğilimleri daha da artar. Okulda ve aile içinde saldırgan davranışlar sergiler. Kevin'in babası Franklin ise, Kevin'in davranışlarının sıradan ergenlik problemleri olduğunu düşünürken, Eva durumun daha derin olduğunu fark etmekte ve çaresizlik içinde boğulmaktadır. Film, Eva'nın geçmişe dair anılarına ve günümüzdeki olaylara yönelik flashbacklerle ilerler. Sonunda, Kevin bir trajediye sebep olur ve okulda bir silahlı saldırı gerçekleştirir. Bu olay, Eva ve toplumun Kevin'e bakışını tamamen değiştirir. Eva, oğlunun eylemlerinin sorumluluğunu üstlenip üstlenmediği konusunda kendisini sorgulamaya başlar ve toplum tarafından dışlanır.
Nesne İlişkileri Çerçevesinde İnceleme
Nesne İlişkileri Kuramı, insanın zihinsel ve duygusal gelişimini anlamak için ilişki ve deneyim kavramlarına odaklanır. Kuramda bebeklik dönemindeki deneyimler, özellikle anne-bebek ilişkisindeki etkileşimler, bireyin iç nesnelerinin oluşumunu etkiler. Bebek, anneyle olan ilişkisini, onun bakımı, beslenmesi ve ilgisiyle ilişkilendirerek iç nesneleri geliştirir. Bu iç nesneler, sevgi, güven, öfke gibi duygusal deneyimleri temsil eder. Melanie Klein'in nesne ilişkileri kuramı, insanın zihinsel ve duygusal gelişimini anlamak için iç nesnelerin ve ilişkilerin önemini vurgular. Bu kuram, psikoterapi ve terapi süreçlerinde kullanılarak bireyin iç nesnelerini anlamak ve olumsuz deneyimlerin etkilerini ele almak için bir çerçeve sunar.
Bu inceleme; Nesne Seçimi, Yansıtma ve Bilinç Dışı Fantezi kavramları üzerinden yazılmıştır.
Nesne Seçimi: Nesne ilişkileri kuramı, bireylerin nesneler (insanlar, nesneler veya kavramlar) seçme ve bunlarla ilişki kurma sürecini açıklar. Nesne seçimi, bireyin ilişkilerde tercih ettiği ve bağlandığı nesneleri belirlemesini ifade eder. Bu tercihler, kişinin çocukluk döneminde yaşadığı deneyimler ve ana kuşak ilişkileri tarafından etkilenir. Filmin başından itibaren Eva, Kevin'la ilişkisinde çatışmalı bir nesne seçimi yapar. Anne rolünü tam olarak benimsemekte zorlanır ve Kevin'a karşı duygusal bir bağ kurmakta güçlük çeker. Bu nedenle, Eva'nın tercih ettiği nesne, çocuğuyla sağlıklı bir ilişki kurmak yerine, kendini ifade etmekte ve başarı elde etmekte daha fazla tatmin bulduğu iş ve kariyer gibi alanlara yönelir. Eva, işine olan bağlılığıyla, Kevin'la olan ilişkisini ihmal etmektedir. Kevin da annesinin nesne seçimine tepki olarak kendi nesne seçimini yapar. Anne ile olan ilişkisinde başarısız olduğunu hisseder ve bu durumu çeşitli manipülasyonlarla dengelemeye çalışır. Kevin, annesinin dikkatini ve sevgisini kazanmak için korkunç davranışlar sergiler ve şiddet içeren eylemlerde bulunur. Bu şekilde, Kevin da kendine özgü bir nesne seçimi yapar ve annesi üzerinde güç ve kontrol elde etmeye çalışır. Filmin temel örgüsü, Eva ve Kevin arasındaki bu karmaşık nesne seçimleri etrafında şekillenir. Anne ve oğul, birbirlerine uyumsuz ve zarar veren nesne seçimleri yaparlar, bu da ilişkilerinin bozulmasına ve sonuçta trajik bir şekilde sonuçlanmasına yol açar.
Yansıtma: Klein için yansıtma mekanizması bebeğin ruhsal yapısının temel unsurudur ve bu mekanizmayı şöyle ifade eder; "Bebeğin olgunlaşmamış egosu doğumdan itibaren, doğuştan gelen dürtülerin kutupları yaşam ve ölüm içgüdüsü arasındaki çatışma tarafından açığa çıkan kaygıya maruz kalmaktadır. Ölüm içgü düsünün yarattığı kaygıyla karşılaştığında ego bunu başka yöne saptırır, kısmen yansıtma, kısmen ölüm içgüdüsünün saldırganlığa dönüşmesini içerir. Ego, bölme mekanizması ile kendisini böler ve ardından ölüm içgüdüsünü kapsayan parçasını dışarı orijinal dış nesneye-memeye yansıtır. Böylece meme kötü olarak ve egoya karşı olarak hissedilir". Klein'a göre benliğin yansıtılan parçaları, iç dünyanın iyi ve sevgi dolu yönlerini de içerir. Bu durumda diğerleri "iyi", benlik ise parçalanmış ve pozitif özelliklerden yoksun olan "kötü" olarak hissedilir. Filmde Eva ve Kevin arasındaki ilişki, yansıtma kavramını iki farklı şekilde ele alabilir. İlk olarak, Eva'nın kendi iç dünyasının Kevin'ın davranışları tarafından yansıtılması söz konusu olabilir. Eva, Kevin'ın psikopatik eğilimlerini ve saldırgan davranışlarını fark ettiğinde, kendi annelik yeteneklerini ve geçmişteki seçimlerini sorgulamaya başlar. Kevin'ın eylemleri, Eva'nın içsel olarak kendini suçlu hissetmesine ve onunla olan ilişkisindeki hataları yansıtmasına neden olur. Eva, Kevin'ın davranışlarını kendi öz değerliliğiyle ilişkilendirerek kendi içsel çatışmalarını yaşar. İkincisi, Kevin da kendi iç dünyasını yansıtma yoluyla ifade edebilir. Kevin, annesiyle olan ilişkisindeki gerginlikleri ve eksiklikleri hissettiği için ona karşı saldırgan ve manipülatif davranışlar sergiler. Bu davranışlar, Kevin'ın iç dünyasının, öfke, yalnızlık ve kabullenilmeme hissi gibi duygusal deneyimlerini yansıtmasına hizmet eder. Kevin, annesiyle olan ilişkisinde yaşadığı zorlukları kendi içsel sıkıntılarına yansıtır ve bunu dehşet verici eylemlerle dışa vurur.
Bilinç dışı fantezi: Fantezilerin, zihinde dilin gelişiminden epey önce aktive olduğunu gösteren birçok kanıt bulunmaktadır. Hatta yetişkinlikte de sözel süreçlerin yanında ve bağımsız bir şekilde işlemeye devam etmektedir. Sevdiği kişiye öfke duyduğu için endişelenen çocuk, sıkıntı ve suçluluk hissetmeye başlayacaktır. Çocuk sevgi ve öfkeye en sevdiği birine zarar verme hatta fantezide yok etme gücüne dair ambivalansla mücadele eder. Filmde Kevin'ın fantezilerini gerçekleştirdiğine şahit oluyoruz. Onun Eva ile olan çarpık ilişkisi ve dikkat çekme çabası nihayetinde yaşadığı şiddetli öfke duygularıyla tehlikeli bir hal alır. Kardeşinin gözüne zarar vermeyle başlayan bu şiddet fantezileri sonrasında kanlı bir gösteriye dönüşür. Zira Kevin cinayetlerden sonra yaptığı reveransla onun için bu vahşetin bir gösteri olduğunu bize gösterir. Kevin için bilinçdışı fantezisi gerçek olur.
Son Olarak..
"We Need to Talk About Kevin", psikolojik bir gerilim filmi olmasının yanı sıra, suç, aile ilişkileri, sorumluluk ve toplumun dışlanması gibi derin temaları ele alır. Film, seyirciyi Kevin'in zihinsel durumu ve davranışları üzerinde düşünmeye yönlendirirken, aynı zamanda aile içi ilişkilerin karmaşıklığını ve bir suçun yarattığı travmayı da gösterir. Filmde, Kevin'ın zaman içinde giderek artan psikopatik davranışlarına tanık oluruz. Eva, Kevin'in işlediği dehşet verici bir suçun annesi olarak kendi sorumluluğunu sorgular. En nihayetinde film, suçun genetik mi yoksa çevresel faktörlerle mi ilişkili olduğunu tartışır. Bu incelemede Nesne İlişkileri Kuramı temel alınsa da bağlanma teorisi veya psikanalitik çerçevede de incelemeler yapılabilir. Türe ilgilisi olan tüm okurlarıma filmi izlemelerini tavsiye ederim.
Okurken çocuklarım ile aramdaki bağı sorguladım ve çok gerildim 😁